Eşitlikçi belediyecilik ve kadın kazanımları bir kez daha iktidarın hedefinde...
2Aralık2024,Pazartesi
Bugün (2 Aralık) EŞİK Platformu gönüllüleri olarak kayyım politikalarına hayır demek ve dayanışmak için Mardin ve Batman’daydık. Esenyurt ile başlayan, Mardin, Batman, Halfeti, Dersim, Ovacık ve Bahçesaray’la devam eden kayyım atama sürecinde milyonların seçme iradesine yine yeniden el konuldu. Esenyurt Belediyesi Başkanı Ahmet Özer ve Dersim Belediyesi eş başkanı Birsen Orhan sudan gerekçelerle tutuklandı. Sandık demokrasisi bile rafa kaldırıldı. Ülkeye 2016 yılından buyana yaşatılan bu gasp düzeni yerel kaynaklarımızdan, vergilerimize, dağımızdan, deremize, mahallemizden, tarlamıza kadar uzanıyor. Ama en çok da kadınların emeklerine, bedenlerine, hayatlarına el koymanın peşindeler.
Belediyelere el konulması erkek-devlet iktidarının kendi tek tipçi ve kadın erkek eşitliği karşıtı zihniyetine uygun toplum yaratma arzusunun ayrılmaz bir parçası.
Eşitlik politikalarını hayata geçirmek yönünde ciddi adımlar atmış olan Belediyeleri, kadınları hapsetmek istedikleri “reisli toplum – reisli aile” modelini hayata geçirmelerine engel olduğu için hedefe koydular. Geçmiş yıllardaki kayyımlar, kadınların yararına ne yapılıyorsa ilk iş bunları durdurmuş, danışma merkezlerini kapatmış, eşitlik ve kadın birimlerinin çalışanlarını işten çıkarmış ya da sürgün etmişlerdi. Kadınların gizli tutulması gereken ve ancak kadın sosyal çalışmacı veya psikoloğa zorlukla anlatabildiği en mahrem konuşmalar ortalığa dökülmüştü. Büyük hassasiyetle korunması gereken başvuran bilgileri, şikayetçi oldukları erkeklere verilmişti. Hem şiddet artmış, hem de kadına karşı şiddetle mücadelenin bütün olanakları yok edilmişti. Yeni kayyımların ilk işi de Mardin Belediyesinde kadınların renkli ve topuklu ayakkabı giyinmesini yasaklamak, Batman’da ise spor tesisini kadınlara kapatmak oldu.
Bugün daha da ileri boyutlara taşınan, açık bir iktidar politikası olarak uygulanan eşitlik karşıtlığının kayyım atanan belediyelerde nelere yol açacağını biliyoruz. İstanbul’un en büyük, en kalabalık ilçesi olan, yaşayanların “Allaha en yakın evlerde oturuyoruz” dediği dikey yapılaşmanın iktidar eliyle yapıldığı, uyuşturucu satışının sıradanlaştığı, kontrolsüz dış göçle gelen her çeşit insanın yaşadığı, en çok ta kadın yoksulluğu ve kadınların güvenliği sorunlarıyla boğuşan Esenyurt’ta 7 ay gibi kısa zamanda bir kadın çalıştayı düzenlendi. Kadınlar için eğitim, meslek edindirme ve kooperatifçilik programı başlatıldı. 1 kreş açıldı, 5 kreşin temeli atıldı. Kadın sığınağı içinse uygun yer aranıyordu. Şimdi bütün bunlar durduruldu.
31 Mart seçimlerinden sonra kayyımlardan ve iktidar partilerinden alınan belediyelerde yıllar süren talan ve rant belediyeciliğinin enkazını kaldırıp sosyal belediyeciliği hayata geçirmek için çaba sarf edilirken yine yeniden kayyım siyasetine maruz bırakıldık.
Kayyım siyasetinin hedefinde elbette ki eş başkanlık sistemi de var. Temsilde ve atamada eşitliğin en önemli kazanımlarından olan eş başkanlık sistemi, kadınları kamusal hayattan izole etme amacının önemli bir unsuru olarak hedefte. Belediye kreşlerini kapatmak girişimi de aslında aynı hedefin bir parçası.
Kadını ailenin ücretsiz işçisi rolüne hapsetme niyetiyle atılan her geri adım gibi kayyım politikaları da hak ve irade gaspıdır. Ama şimdi kazandığını zannedenler tüm gaspçılar gibi kaybedeceklerdir.
Eşitlikçi belediyecilik ve kadın kazanımları bir kez daha iktidarın hedefinde...
Bugün (2 Aralık) EŞİK Platformu gönüllüleri olarak kayyım politikalarına hayır demek ve dayanışmak için Mardin ve Batman’daydık. Esenyurt ile başlayan, Mardin, Batman, Halfeti, Dersim, Ovacık ve Bahçesaray’la devam eden kayyım atama sürecinde milyonların seçme iradesine yine yeniden el konuldu. Esenyurt Belediyesi Başkanı Ahmet Özer ve Dersim Belediyesi eş başkanı Birsen Orhan sudan gerekçelerle tutuklandı. Sandık demokrasisi bile rafa kaldırıldı. Ülkeye 2016 yılından buyana yaşatılan bu gasp düzeni yerel kaynaklarımızdan, vergilerimize, dağımızdan, deremize, mahallemizden, tarlamıza kadar uzanıyor. Ama en çok da kadınların emeklerine, bedenlerine, hayatlarına el koymanın peşindeler.
Belediyelere el konulması erkek-devlet iktidarının kendi tek tipçi ve kadın erkek eşitliği karşıtı zihniyetine uygun toplum yaratma arzusunun ayrılmaz bir parçası.
Eşitlik politikalarını hayata geçirmek yönünde ciddi adımlar atmış olan Belediyeleri, kadınları hapsetmek istedikleri “reisli toplum – reisli aile” modelini hayata geçirmelerine engel olduğu için hedefe koydular. Geçmiş yıllardaki kayyımlar, kadınların yararına ne yapılıyorsa ilk iş bunları durdurmuş, danışma merkezlerini kapatmış, eşitlik ve kadın birimlerinin çalışanlarını işten çıkarmış ya da sürgün etmişlerdi. Kadınların gizli tutulması gereken ve ancak kadın sosyal çalışmacı veya psikoloğa zorlukla anlatabildiği en mahrem konuşmalar ortalığa dökülmüştü. Büyük hassasiyetle korunması gereken başvuran bilgileri, şikayetçi oldukları erkeklere verilmişti. Hem şiddet artmış, hem de kadına karşı şiddetle mücadelenin bütün olanakları yok edilmişti. Yeni kayyımların ilk işi de Mardin Belediyesinde kadınların renkli ve topuklu ayakkabı giyinmesini yasaklamak, Batman’da ise spor tesisini kadınlara kapatmak oldu.
Bugün daha da ileri boyutlara taşınan, açık bir iktidar politikası olarak uygulanan eşitlik karşıtlığının kayyım atanan belediyelerde nelere yol açacağını biliyoruz. İstanbul’un en büyük, en kalabalık ilçesi olan, yaşayanların “Allaha en yakın evlerde oturuyoruz” dediği dikey yapılaşmanın iktidar eliyle yapıldığı, uyuşturucu satışının sıradanlaştığı, kontrolsüz dış göçle gelen her çeşit insanın yaşadığı, en çok ta kadın yoksulluğu ve kadınların güvenliği sorunlarıyla boğuşan Esenyurt’ta 7 ay gibi kısa zamanda bir kadın çalıştayı düzenlendi. Kadınlar için eğitim, meslek edindirme ve kooperatifçilik programı başlatıldı. 1 kreş açıldı, 5 kreşin temeli atıldı. Kadın sığınağı içinse uygun yer aranıyordu. Şimdi bütün bunlar durduruldu.
31 Mart seçimlerinden sonra kayyımlardan ve iktidar partilerinden alınan belediyelerde yıllar süren talan ve rant belediyeciliğinin enkazını kaldırıp sosyal belediyeciliği hayata geçirmek için çaba sarf edilirken yine yeniden kayyım siyasetine maruz bırakıldık.
Kayyım siyasetinin hedefinde elbette ki eş başkanlık sistemi de var. Temsilde ve atamada eşitliğin en önemli kazanımlarından olan eş başkanlık sistemi, kadınları kamusal hayattan izole etme amacının önemli bir unsuru olarak hedefte. Belediye kreşlerini kapatmak girişimi de aslında aynı hedefin bir parçası.
Kadını ailenin ücretsiz işçisi rolüne hapsetme niyetiyle atılan her geri adım gibi kayyım politikaları da hak ve irade gaspıdır. Ama şimdi kazandığını zannedenler tüm gaspçılar gibi kaybedeceklerdir.
Hayatlarımıza, Haklarımıza, Hayallerimize Kayyım Atayamayacaksınız!
Yaşasın Kadın Dayanışması!
2 Aralık 2024
EŞİK_Eşitlik İçin Kadın Platformu
www.esik.org.tr
iletisim@esikplatform.net