Laik Eğitimi ve Kız Çocuklarının Eğitim Hakkını Baltalama Girişimleri Hız Kesmiyor: Müdürler Pervasızca Konuşuyor, Yönetmelikler Değiştiriliyor!
14Ağustos2024,Çarşamba
Bursa Mahmut Celalettin Ökten İmam Hatip Ortaokulu Müdürü’nün, bu okulda “Namaz, başörtüsü, Kuran, oruç tartışılamaz”; “Usul erkan öğretmek için uğraşıyoruz. Sokakta da yapıyoruz bunu. Öğrencinin her haline karışıyoruz”; “Çocuğunun çabuk psikolojisi bozulan veliler de bu okula gelmemeli (…) kesinlikle bu okulda olmamalı”; “Karışırız (…) gerektiğinde bağırırız, çağırırız, sert davranırız çocuğun iyiliği için”; “Şort giyen öğrenciye de karışırız, başını örtmeyen öğrenciye de karışırız” sözleri kabul edilemez. Bu sözler çocuklara baskı yaptığının, şiddeti ve istismarı normal kabul ettiğinin ve velileri de buna razı olmaya zorladığının açık beyanıdır. Ayrıca sadece kendisinin değil okuldaki diğer öğretmenlerin de benzer şekilde davrandığını söyleyerek,“ gevşeklik” gösterilmemesini istemekte ve bunu Gazze’de Filistinlilere yapılan saldırılara bağlamaktadır. İsrail’in insanlığa ve hukuka aykırı saldırıları nedeniyle insan hakkı ihlallerinin en ağır şekilde yaşandığı Gazze’yi, öğrencilere yaptıklarını haklı göstermek için hoyratça araçsallaştırmaktan çekinmemekte, velilere bu yolla baskı yapmayı sürdürmektedir.
Türkiye’nin uymakla yükümlüğü olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocuklara yönelik her türlü bedensel veya zihinsel saldırıyı, şiddet veya suistimali, ihmal ya da ihmalkâr muameleyi yasaklar. Anayasa da çocukları her türlü istismara ve şiddete karşı koruma görevini devlete yüklemektedir. Çocuklara karşı şiddet, ihmal ve istismarın herhangi bir haklı gerekçesi olamaz ve gene Anayasa’ya göre eğitim ve öğretim, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre ve laiklik ilkesine uygun şekilde devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre de imam hatip liseleri dahil eğitim veren tüm kurumların amacı, “insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak” yetiştirmektir. Eğitimin içeriğini canınızın istediği gibi değiştiremezsiniz. Ayrıca kız öğrencilerini başörtüsü kullanmaya zorlayamazsınız. Bu konuda bir baskı yapılamayacağı Milli Eğitim Bakanlığı’nın Öğrencilerin Kılık Kıyafetlerine İlişkin Yönetmeliği’nde de açıkça düzenlenmektedir.
Kendini, tüm uluslararası ve ulusal mevzuatın, temel hak ve özgürlüklerin üzerinde görerek bu sözleri sarf eden Müdür derhal görevden alınmalıdır.Kız çocuklarının ve kadınların tüm hayatlarını, kararlarını, tercihlerini, yaşam biçimlerini kontrol altına almaya ve laik eğitimi bitirmeye çalışan bir zihniyete dayanarak pervasızca “Karışırız” diyebilen herkese hatırlatıyoruz: KARIŞAMAZSINIZ!
Kız Çocuklarını Eğitimden Koparmak İçin Bir Yönetmelik Daha Değiştirildi
Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile “Ortaokul veya imam-hatip ortaokulu mezunu olup tercih yapmadığı için herhangi bir örgün ortaöğretim kurumuna yerleşmemiş olan” ve “Dokuzuncu sınıfta özürsüz devamsızlık hakkını dolduran” öğrencilerin, “veli talebi doğrultusunda Açık Öğretim Lisesi, Mesleki Açık Öğretim Lisesi veya Açık Öğretim İmam Hatip Lisesine gerekli şartları taşımaları hâlinde nakil ve geçiş” yapabilmelerine dair bir değişiklik getirdi. Böylece açık öğretim liselerine geçişler yeniden düzenlendi. Özellikle kız çocuklarının lisede açık öğretime yönlendirilmesinin ve eğitimden koparılmasının önünü açan bu değişiklik, 12 yıllık zorunlu eğitimi 8 yıla indirmek anlamına gelmektedir. Değişiklik, kız çocuklarının zorla evlendirilmelerini, büyüdüklerinde çalışma hayatına dahil olamamalarını, şiddet ve ayrımcılığa daha da açık hale gelmelerini, eğitimsiz ve yoksul kalmalarını kolaylaştıracaktır. Bu, Bakanlık eliyle kız çocuklarının eğitim hakkı başta olmak üzere birçok temel haklarının ihlali anlamına gelmektedir.
Kadınlara ve kız çocuklarına eğitimi ve tüm toplumsal hayatı yasaklayan Taliban rejimine özenenler, kadın erkek eşitliği ve laiklik ilkesine dayanan toplumsal hayatı yok etme niyetini bir siyasi program olarak sürdürüyorlar. Bu zihniyete dur demek, laik demokratik bir ülkede huzurla yaşamak isteyen, kadın erkek fark etmeksizin, her toplumsal kesimden herkesin öncelikli sorumluluğudur.
Çocuk, kadın, çevre, hayvan haklarına yönelik sonu gelmez saldırılarla herkese, her şeye hükmetmek isteyenlere boyun eğmeyeceğiz. Hayatlarımıza, haklarımıza, hayallerimize sahip çıkmaktan vazgeçmeyeceğiz!
Laik Eğitimi ve Kız Çocuklarının Eğitim Hakkını Baltalama Girişimleri Hız Kesmiyor: Müdürler Pervasızca Konuşuyor, Yönetmelikler Değiştiriliyor!
Bursa Mahmut Celalettin Ökten İmam Hatip Ortaokulu Müdürü’nün, bu okulda “Namaz, başörtüsü, Kuran, oruç tartışılamaz”; “Usul erkan öğretmek için uğraşıyoruz. Sokakta da yapıyoruz bunu. Öğrencinin her haline karışıyoruz”; “Çocuğunun çabuk psikolojisi bozulan veliler de bu okula gelmemeli (…) kesinlikle bu okulda olmamalı”; “Karışırız (…) gerektiğinde bağırırız, çağırırız, sert davranırız çocuğun iyiliği için”; “Şort giyen öğrenciye de karışırız, başını örtmeyen öğrenciye de karışırız” sözleri kabul edilemez. Bu sözler çocuklara baskı yaptığının, şiddeti ve istismarı normal kabul ettiğinin ve velileri de buna razı olmaya zorladığının açık beyanıdır. Ayrıca sadece kendisinin değil okuldaki diğer öğretmenlerin de benzer şekilde davrandığını söyleyerek,“ gevşeklik” gösterilmemesini istemekte ve bunu Gazze’de Filistinlilere yapılan saldırılara bağlamaktadır. İsrail’in insanlığa ve hukuka aykırı saldırıları nedeniyle insan hakkı ihlallerinin en ağır şekilde yaşandığı Gazze’yi, öğrencilere yaptıklarını haklı göstermek için hoyratça araçsallaştırmaktan çekinmemekte, velilere bu yolla baskı yapmayı sürdürmektedir.
Türkiye’nin uymakla yükümlüğü olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocuklara yönelik her türlü bedensel veya zihinsel saldırıyı, şiddet veya suistimali, ihmal ya da ihmalkâr muameleyi yasaklar. Anayasa da çocukları her türlü istismara ve şiddete karşı koruma görevini devlete yüklemektedir. Çocuklara karşı şiddet, ihmal ve istismarın herhangi bir haklı gerekçesi olamaz ve gene Anayasa’ya göre eğitim ve öğretim, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre ve laiklik ilkesine uygun şekilde devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre de imam hatip liseleri dahil eğitim veren tüm kurumların amacı, “insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak” yetiştirmektir. Eğitimin içeriğini canınızın istediği gibi değiştiremezsiniz. Ayrıca kız öğrencilerini başörtüsü kullanmaya zorlayamazsınız. Bu konuda bir baskı yapılamayacağı Milli Eğitim Bakanlığı’nın Öğrencilerin Kılık Kıyafetlerine İlişkin Yönetmeliği’nde de açıkça düzenlenmektedir.
Kendini, tüm uluslararası ve ulusal mevzuatın, temel hak ve özgürlüklerin üzerinde görerek bu sözleri sarf eden Müdür derhal görevden alınmalıdır.Kız çocuklarının ve kadınların tüm hayatlarını, kararlarını, tercihlerini, yaşam biçimlerini kontrol altına almaya ve laik eğitimi bitirmeye çalışan bir zihniyete dayanarak pervasızca “Karışırız” diyebilen herkese hatırlatıyoruz: KARIŞAMAZSINIZ!
Kız Çocuklarını Eğitimden Koparmak İçin Bir Yönetmelik Daha Değiştirildi
Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile “Ortaokul veya imam-hatip ortaokulu mezunu olup tercih yapmadığı için herhangi bir örgün ortaöğretim kurumuna yerleşmemiş olan” ve “Dokuzuncu sınıfta özürsüz devamsızlık hakkını dolduran” öğrencilerin, “veli talebi doğrultusunda Açık Öğretim Lisesi, Mesleki Açık Öğretim Lisesi veya Açık Öğretim İmam Hatip Lisesine gerekli şartları taşımaları hâlinde nakil ve geçiş” yapabilmelerine dair bir değişiklik getirdi. Böylece açık öğretim liselerine geçişler yeniden düzenlendi. Özellikle kız çocuklarının lisede açık öğretime yönlendirilmesinin ve eğitimden koparılmasının önünü açan bu değişiklik, 12 yıllık zorunlu eğitimi 8 yıla indirmek anlamına gelmektedir. Değişiklik, kız çocuklarının zorla evlendirilmelerini, büyüdüklerinde çalışma hayatına dahil olamamalarını, şiddet ve ayrımcılığa daha da açık hale gelmelerini, eğitimsiz ve yoksul kalmalarını kolaylaştıracaktır. Bu, Bakanlık eliyle kız çocuklarının eğitim hakkı başta olmak üzere birçok temel haklarının ihlali anlamına gelmektedir.
Kadınlara ve kız çocuklarına eğitimi ve tüm toplumsal hayatı yasaklayan Taliban rejimine özenenler, kadın erkek eşitliği ve laiklik ilkesine dayanan toplumsal hayatı yok etme niyetini bir siyasi program olarak sürdürüyorlar. Bu zihniyete dur demek, laik demokratik bir ülkede huzurla yaşamak isteyen, kadın erkek fark etmeksizin, her toplumsal kesimden herkesin öncelikli sorumluluğudur.
Çocuk, kadın, çevre, hayvan haklarına yönelik sonu gelmez saldırılarla herkese, her şeye hükmetmek isteyenlere boyun eğmeyeceğiz. Hayatlarımıza, haklarımıza, hayallerimize sahip çıkmaktan vazgeçmeyeceğiz!
14 Ağustos 2024
EŞİK - Eşitlik İçin Kadın Platformu
www.esik.org.tr
iletisim@esikplatform.net