Almanya’nın soyadı reformu konusunda notlar

14 Temmuz 2024, Pazar

Anayasa Mahkemesi’nin 28 Nisan 2023 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan kararıyla (E. 2022/155, K. 2023/38), Türk Medeni Kanununun 187. maddesinin anayasaya aykırı olduğuna karar verilmiştir. İptal edilen kanun hükmünün lafzı şöyledir:“Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadıiçin yararlanabilir.”

Anayasanın 153. maddesinin son fıkrası uyarınca “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar”.

Bu maddenin yasama organı bakımından anlamı ve getirdiği en önemli yükümlülük, eğer iptal kararı sonrasında da hukuk düzeninde yeni bir düzenleme yapma ihtiyacı devam ediyorsa, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararında varılan sonucu ve bu iptal kararına dayanak oluşturan gerekçeyi dikkate alarak, anayasaya uygun yeni bir norm tesis etmektir. Yani yasama organı, verilen bir iptal kararı sonrasında, iptal edilen normun lafzıyla aynı ya da benzer olan ya da iptal kararına dayanak oluşturan gerekçeyi dikkate almayan ve aynı hukuki sonucu doğuracak yeni bir norm oluşturamaz. Bunun yapmak, Anayasanın 153/son maddesinin ihlali anlamına gelecektir.

Gerek Anayasa Mahkemesi’nin belirtilen kararında, gerekse aynı konuyla ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen çeşitli ihlal kararlarında Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ek dayanak olarak gösterilen Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) madde 16, evlilikle ilgili olarak bütün genel ilkeleri özetlemektedir. Buna göre, sadece iki tarafı olan bu hukuki ilişkide evlilik süresince ve evliliğin son bulmasında eşler aynı hak ve sorumluluklara sahip olmalı (c); aile adı dahil karı ve koca için eşit kişisel haklar tanınmalıdır (g).

Anayasanın 41/1 maddesi de “eşler arasında eşitlik” ilkesi doğrultusunda aileyi toplumun temeli saymakta, yani aileyi erkek eş odaklı bir şekilde kavramamaktadır. Dolayısıyla ailenin toplumun temeli sayılması, erkek eşin hak üstünlüğü olarak anlaşılamaz.

Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar, isim hakkı ile ilgili çok daha geniş bir hukuki düzenlemeye de vesile olacak nitelikte önemli bir karardır. Çünkü anılan karara ek olarak Mahkeme, boşanma sonrasında çocuğun velayetiyle ilişkili olarak da soyadı konusunu ilgilendiren ihlal kararları vermiştir. Dolayısıyla TMK 187 ile ilgili yeni düzenleme yapılırken, isim hakkı hukuk düzeninin bütünü düşünülerek, Anayasanın 10. ve 41. maddelerindeki eşitlik ilkesi esas alınarak yeniden düzenleme konusu yapılmalıdır.

Almanya’da da benzer bir isim hakkı reformu çalışmasına girilmiş ve 1 Mayıs 2025’te yürürlüğe girmesi planlanan geniş kapsamlı bir yasa değişikliği önerisi hükümet tasarısı olarak Federal Meclis’e sunulmuştur (Alman Medeni Kanununu madde 1355 ila 1355b maddelerinde değişiklik öngörülmektedir).

Bu tasarıda evli ya da medeni olarak tanınmış çiftlerin, bunların ortak ya da evlatlık edinilen çocuklarının (reşit olan ve olmayan), ortak hayat devam ettiği sürece ve sonrasındaki durumu normatif olarak düzenlenmiştir.

Bu düzenlemelere bakıldığında eşler arasında mutlak eşitlik ve çocuğun üstün yararı ilkelerinin en üst düzeyde sağlandığı ve korunduğu gözlenmektedir. Önemli bir başka husus da, kanunun çiftlere birden çok seçim hakkı tanıması, bir eşin diğerine göre nihai bir öncelikli hakkının var olmamasıdır.

Mevcut kanuni düzenlemeyle birlikte tasarı kısaca şöyle özetlenebilir:

  1. Eşlerin ilk seçeneği Alman Medeni Kanunu madde 1355/1 ve 2’de düzenlenmektedir. Buna göre eşler kendi aralarında anlaşarak, eşlerden birisinin soyadını aile adı olarak kararlaştırabilirler. Burada dikkat edilmesi gereken husus, her iki eşin soyadının da aile adı olarak seçilebilmesidir. Yani bu hak sadece erkeğe ya da sadece kadına tanınmış bir hak değildir.
  2. Eğer eşler ortak bir aile adı belirlemezse, herkes evlilikten önceki soyadını kullanmaya devam eder.
  3. Eşler bir aile adı kararlaştırmak isterlerse ikinci seçenek, her ikisinin soyadından oluşan ikili bir soyadı seçme olanağına sahip olmalarıdır. Buradaki sıralama, iki isim arasında çizgi konması ya da konmaması, eşlerin seçimine bırakılmıştır.
  4. Eşlerin iki soyadından oluşan bir aile ismine karar vermesi durumunda ortak çocukların da iki soyadına sahip olması mümkün kılınmaktadır.
  5. Buna ek olarak kanun, iki isimli bir aile adına karar verilmemiş olması halinde de çocuklara çift soyadı verilmesine izin vermektedir. Tasarı gerekçesinde bu, çocukların anne-baba aidiyetlerinin soyadında görünür kılınmasıyla açıklanmaktadır.
  6. Eğer ortak bir aile adı kararlaştırılmışsa, kendi soyadı aile adı olmayan eş, aile adının önüne ya da arkasına kendi soyadını ekleyerek çift soyadı kullanma olanağına sahiptir. Eğer bu eş birden fazla soyadına sahipse, bu hakkı sadece bir soyadı için kullanabilir.
  7. Evlatlık edinilen çocukların da (her iki ebeveyn ya da bir ebeveyn tarafından) evlilik birliği sona erdikten sonra soyadı değişikliği yapmasıyla ilgili kolaylaştırıcı yeni düzenlemeler yapılmıştır.
  8. Yetişkinlerin evlat edinilmesi durumunda ise, evlat edinenin soyadını alma yükümlülüğü kaldırılmaktadır. Bunun yanında evlat edinenin soyadı alınabileceği gibi, kendi soyadı ile evlat edinenin soyadından oluşan ikili bir soyadının kabulü de olanaklı kılınmaktadır.
  9. Boşanma sonrasındaki velayet durumuna göre de, Türk Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu bireysel başvuru ihlal kararlarına uygun şekilde reşit olmayan çocuğun,    Ancak kanun tasarısı, beş yaşını doldurmuş çocukların onayının alınmasını; eğer ortak velayet söz konusuysa ya da çocuk aynı evde yaşamayan ebeveynin soyadını taşıyorsa, bu ebeveynin rızası hilafına isim değişikliğinin yapılmamasını öngörmektedir.
  10. Tasarının kabulünden sonra reşit çocuklar için de bir defaya özgü bir seçenek sunulmuştur. Buna göre, reşit çocuklar evlenme ya da boşanma söz konusu olmaksızın isimleriyle ilgili şu olanaklara sahip olacaktır: (1) Bir ebeveynin soyadı yerine diğerinin soyadını kabul, (2)İki ebeveynin isminden oluşan bir aile adının kabulü ya da (3) Doğumla kazanılmış çift soyadından birisinin bırakılması ve tek soyadının kabulü. Bu yeni düzenlemeden kaynaklanan seçenekler dışında, ad ve soyadı değişikliğiyle ilgili genel hükümler yürürlükte kalmaya devam edecektir.
  11. Uzun bir hukuk mücadelesine dayanan ve toplumsal ön kabullerin sınırlarını genişleten yasal düzenlemelerdeki bir diğer önemli husus da bir geçiş hükmü konması ve mevcut evlilikler için uygulanma olanağı tanınmasıdır. Bu doğrultuda Almanya’daki tasarı metni, devam etmekte olan evlilik/birlikteliklerde de ortak bir soyadı kullanılmakta olsun ya da olmasın, yeni yasal düzenlemeden yararlanma olanağı tanımaktadır.

Soyadı, en önemli kişilik haklarından birisi olup özel hayata saygı hakkının bileşenlerinin başında gelmektedir. Yasama organının yapacağı düzenlemelerde, hem eşler arasında mutlak eşitlik sağlanması ve soyadıyla ilgili seçeneklerin her iki eşe eşit oranda sağlanması, hem de evlilik ilişkisi dışında da kişilerin seçme haklarının özel hayata saygı hakkı çerçevesinde olabildiğince geniş düzenlenmesi belirleyici ilke olmalıdır.

Site içi arama
Eşik footer

eşik

copyright