- Etki ajanlığı düzenlemesinin, TBMM Genel Kurulu’nda onaylanarak yasalaşması durumunda bizi neyin beklediğini tam olarak kestirmemiz olanaksız. Uygulayıcıya çok geniş alan tanıyor ve yasal uygulamanın sonucunun ne olacağını önceden kestirmek de imkansız. Düzenlemedeki, “ iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda” ifadesi, uygulamadaki “öngörülemezliğine” neden olan temel bölümü.
- Bu düzenlemenin öncelikli olrak ilgilendireceği kesimler, elbette gazeteciler, kanaat önderleri ve sivil toplum aktivistleri. Zaten, daha yasal düzenleme onaylanmadan gazeteci Metin Cihan ile ilgili, “etki ajanlığı” suçlamasıyla “İsrail ajanı” damgalaması yapan haberler yayınlanmaya başladı. Metin Cihan, “Türkiye’nin İsrail ile ticaretinin sürmesi” konusunu sorgulamasına rağmen, “İsrail ajanı” olmakla suçlanıyor.
- Her ne kadar, ilk bakışta gazetecileri ve aktivistleri ilgilendiren bir yasal düzenleme gibi gözükse de, “etki ajanlığı ” değişikliği aslında hemen herkesi olumsuz etkileyecek biçimde kullanılabilir. Örneğin, iş dünyasında yabancı ortakları olan veya yurtdışı ile iş yapan herhangi bir işletme için de kullanılabilir. Veya farklı biçimde, yurtdışı ile bağı olmasa da, görüşlerini ifade eden herhangi bir kişi aleyhine de kullanılabilir. Bu kadar muğlak bir yasal düzenlemenin nasıl kullanılacağı, uygulayıcının hayal gücüne kalmış. İçine herşeyi ve herkesi sokabilirsiniz.
- Şu kısmın altını tekrar çizelim: Türkiye’nin ekonomik sorunlarının bu kadar yoğunlaştığı ve dış kaynaklı yatırım aranan bu dönemde; Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası yönetimi, dünyanın dört bir yanında dış kaynak aramakta olduğu malum: böyle bir düzenleme, Türkiye’yi dış yatırımcı ve/veya yabancı ortaklarla ve yurtdışı bağlantılı çalışanları da olumsuz etkileyebilir. Rakibini devredışı bırakmak isteyen ve bunun gibi sebeplerle, “etki ajanlığı” düzenlemesini kendi çıkarına kullanmak isteyenler de çıkabilir. Bu da, yargı üzerinde yük yaratabileceği gibi, yargı da “FETÖ borsası” iddialarında olduğu gibi vakalar ortaya çıkarabilir.
- TBMM’nin Adalet Komisyonu’ndaki tartışmalara, MİT Müsteşarlığı ve Adalet Bakanlığı’ndan katılan yetkililer, Türkiye’deki yeni düzenlemeyi, Avrupa’daki düzenlemelere benzetiyor. Örneğin, “Belçika’daki” yasal düzenlemelere atıfta bulunuyorlar. Komisyon’da geçen “Belçika” atfının, Avrupa Birliği’nin“Üçüncü Ülkeler Adına Çıkarların Temsil Edilmesine İlişkin Şeffaflık Direktifi” düzenelemesi çalışmasına (“Belçika” değil de “Brüksel” demek isteyerek) yönelik yapılmak istenmiş olması muhtemel. Herhalükarda, Avrupa’daki ve Batı ülkeleri genelindeki bu tarz düzenlemeler, buralarda faaliyet gösteren ve açıkça lobi faaliyetleri gerçekleştiren kurumlara yönelik. O ülkelerde, Rusya başta olmak üzere, bazı ülkelerin kendi iç siyasetlerini ve kamuoyu algılarını biçimlendirecek şekilde faaliyet gösteren lobi gruplarını ve vatandaşlarına yönelik düzenlemelerden bahsediyoruz. Elbette, bu düzenlemelerle ilgili sorunlarla da söz konusu ama Türkiye’nin “etki ajanı” tasarısı, çok daha muğlak ve yabancı ülke vatandaşlarından çok Türkiye vatandaşlarını ilgilendiriyor.
- Her ne kadar düzenleme, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yönelik olsa da, TBMM Adalet Komsiyonu’ndaki tartışmalarda bilgi veren MİT Hukuk Dairesi Başkanı Fuat Midas, şu örneği vermişti:
“Örneğin, İsveç'te mukim, bir yabancı şahıs, başka bir ülkenin vatandaşı olan şahıs başka bir saikle ülkemize geliyor. Ülkemizde tatil veya iş, başka bir saikle bulunurken hedef alan, o kişiyi hedef alan diğer ülkenin istihbarat teşkilatı burada taşeron olarak kullandığı bir uyuşturucu şebekesi aracılığıyla bu şahsı kaçırmak istiyor, bunu kaçırmak için de şahsın kişisel ve insani bazı zafiyetlerini kullanmak suretiyle faaliyeti yürütüyor.”
Midas, Komisyon’da şu ifadeleri de kullanmıştı:
“Bu kişiler Türk vatandaşlarını da aparat olarak kullanıyorlar. Yani bir keşif çalışması için, bir yerde bir tespit için memuru da kullanıyorlar gereken hâllerde. İşte, biz Türk vatandaşlarının da bu tür faaliyetlerde yer alma niyeti olduğu takdirde bir kere daha düşünmelerini temin açısından cezaların caydırıcı olabilmesi yönünde böyle bir ihtiyacı dile getirdik.”
Bu örnek ve ifadeler oldukça kafa karıştırıcı olup, yabancı ülke vatandaşlarıyla iş veya sosyo-ekonomik herhangi bir sebeple temas kuran tüm Türkiye vatandaşlarını da kapsamına alabilir. Keza, Türkiye’ye gelen yabancı ülke vatandaşlarıyla ilgili de, aşırı “şüphecilik” nedeniyle sorunlu durumlar ve suçlamalar söz konusu olabilir.
- Gürcistan’daki düzenlemede, “yabancı ülkelerin çıkarlarına hizmet eden” sivil toplum örgütlerinin kendilerini “yabancı ajan” olarak kaydettirmesini öngörüyordu. Düzenleme, 1 Ağustos’ta yürürlüğe girdikten sonra, sivil toplum örgütleri protesto için kendilerini böyle kaydettirmeyi reddetti. Gürcistan’da, 26 Ekim’deki seçimler de, tartışmalı biçimde sonuçlandı: iktidardaki “Gürcistan Rüyası”, seçimleri kendilerinin kazandığını iddia ederek, gücü bırakmazken; muhalefet ise, kendilerinin kazanmasına rağmen, “seçimlerin çalındığını” öne sürdü. Bu durum da, “etki ajanlığı” gibi hukuki düzenlemelerin yasalaştığı ülkelerde, adil ve özgür, muhalefetin de iktidara gelebildiği seçimlerin mümkün olup olamayacağı düşündürüyor.
- Rusya, ilk olarak 2012 yılında “yabancı ajanlar yasasını” yürürlüğe soktu. Rusya gibi gittikçe otoriterleşen ülkelerdeki örneklerde, “etki ajanı” gibi yasaların kapsamı da genişledikçe genişliyor: Rusya’da 2017’de STK’lar dışında, medya kuruluşları ve 2019’da da, sosyal medya üzerinden yayın yapan ve görüş belirtenler “yabancı ajan” olarak etkiketlenme riski altına girdi. 2021’de askeri ve güvenlik güçleri ilintili her konuda görüş bildirenler etki ajanı kapsamına girme riskiyle karşı karşıya kaldı. 2022’den beriyse, Ukrayna Savaşı’nın başlamasıyla, çıkarılan sansür yasalarının uygulaması da “yabancı ajan” düzenlemeleriyle birleşti. Savaş karşıtı, savaştaki başarıyı sorgulayan, muhalif veya bir şekilde Kremlin’e ters düşecek görüş bildiren herkes, yargı tehdidiyle karşı karşıya kalıyor.
“ETKİ AJANLIĞI” SUÇUNA DAİR DEĞERLENDİRME
- Etki ajanlığı düzenlemesinin, TBMM Genel Kurulu’nda onaylanarak yasalaşması durumunda bizi neyin beklediğini tam olarak kestirmemiz olanaksız. Uygulayıcıya çok geniş alan tanıyor ve yasal uygulamanın sonucunun ne olacağını önceden kestirmek de imkansız. Düzenlemedeki, “ iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda” ifadesi, uygulamadaki “öngörülemezliğine” neden olan temel bölümü.
- Bu düzenlemenin öncelikli olrak ilgilendireceği kesimler, elbette gazeteciler, kanaat önderleri ve sivil toplum aktivistleri. Zaten, daha yasal düzenleme onaylanmadan gazeteci Metin Cihan ile ilgili, “etki ajanlığı” suçlamasıyla “İsrail ajanı” damgalaması yapan haberler yayınlanmaya başladı. Metin Cihan, “Türkiye’nin İsrail ile ticaretinin sürmesi” konusunu sorgulamasına rağmen, “İsrail ajanı” olmakla suçlanıyor.
- Her ne kadar, ilk bakışta gazetecileri ve aktivistleri ilgilendiren bir yasal düzenleme gibi gözükse de, “etki ajanlığı ” değişikliği aslında hemen herkesi olumsuz etkileyecek biçimde kullanılabilir. Örneğin, iş dünyasında yabancı ortakları olan veya yurtdışı ile iş yapan herhangi bir işletme için de kullanılabilir. Veya farklı biçimde, yurtdışı ile bağı olmasa da, görüşlerini ifade eden herhangi bir kişi aleyhine de kullanılabilir. Bu kadar muğlak bir yasal düzenlemenin nasıl kullanılacağı, uygulayıcının hayal gücüne kalmış. İçine herşeyi ve herkesi sokabilirsiniz.
- Şu kısmın altını tekrar çizelim: Türkiye’nin ekonomik sorunlarının bu kadar yoğunlaştığı ve dış kaynaklı yatırım aranan bu dönemde; Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası yönetimi, dünyanın dört bir yanında dış kaynak aramakta olduğu malum: böyle bir düzenleme, Türkiye’yi dış yatırımcı ve/veya yabancı ortaklarla ve yurtdışı bağlantılı çalışanları da olumsuz etkileyebilir. Rakibini devredışı bırakmak isteyen ve bunun gibi sebeplerle, “etki ajanlığı” düzenlemesini kendi çıkarına kullanmak isteyenler de çıkabilir. Bu da, yargı üzerinde yük yaratabileceği gibi, yargı da “FETÖ borsası” iddialarında olduğu gibi vakalar ortaya çıkarabilir.
- TBMM’nin Adalet Komisyonu’ndaki tartışmalara, MİT Müsteşarlığı ve Adalet Bakanlığı’ndan katılan yetkililer, Türkiye’deki yeni düzenlemeyi, Avrupa’daki düzenlemelere benzetiyor. Örneğin, “Belçika’daki” yasal düzenlemelere atıfta bulunuyorlar. Komisyon’da geçen “Belçika” atfının, Avrupa Birliği’nin“Üçüncü Ülkeler Adına Çıkarların Temsil Edilmesine İlişkin Şeffaflık Direktifi” düzenelemesi çalışmasına (“Belçika” değil de “Brüksel” demek isteyerek) yönelik yapılmak istenmiş olması muhtemel. Herhalükarda, Avrupa’daki ve Batı ülkeleri genelindeki bu tarz düzenlemeler, buralarda faaliyet gösteren ve açıkça lobi faaliyetleri gerçekleştiren kurumlara yönelik. O ülkelerde, Rusya başta olmak üzere, bazı ülkelerin kendi iç siyasetlerini ve kamuoyu algılarını biçimlendirecek şekilde faaliyet gösteren lobi gruplarını ve vatandaşlarına yönelik düzenlemelerden bahsediyoruz. Elbette, bu düzenlemelerle ilgili sorunlarla da söz konusu ama Türkiye’nin “etki ajanı” tasarısı, çok daha muğlak ve yabancı ülke vatandaşlarından çok Türkiye vatandaşlarını ilgilendiriyor.
- Her ne kadar düzenleme, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yönelik olsa da, TBMM Adalet Komsiyonu’ndaki tartışmalarda bilgi veren MİT Hukuk Dairesi Başkanı Fuat Midas, şu örneği vermişti:
“Örneğin, İsveç'te mukim, bir yabancı şahıs, başka bir ülkenin vatandaşı olan şahıs başka bir saikle ülkemize geliyor. Ülkemizde tatil veya iş, başka bir saikle bulunurken hedef alan, o kişiyi hedef alan diğer ülkenin istihbarat teşkilatı burada taşeron olarak kullandığı bir uyuşturucu şebekesi aracılığıyla bu şahsı kaçırmak istiyor, bunu kaçırmak için de şahsın kişisel ve insani bazı zafiyetlerini kullanmak suretiyle faaliyeti yürütüyor.”
Midas, Komisyon’da şu ifadeleri de kullanmıştı:
“Bu kişiler Türk vatandaşlarını da aparat olarak kullanıyorlar. Yani bir keşif çalışması için, bir yerde bir tespit için memuru da kullanıyorlar gereken hâllerde. İşte, biz Türk vatandaşlarının da bu tür faaliyetlerde yer alma niyeti olduğu takdirde bir kere daha düşünmelerini temin açısından cezaların caydırıcı olabilmesi yönünde böyle bir ihtiyacı dile getirdik.”
Bu örnek ve ifadeler oldukça kafa karıştırıcı olup, yabancı ülke vatandaşlarıyla iş veya sosyo-ekonomik herhangi bir sebeple temas kuran tüm Türkiye vatandaşlarını da kapsamına alabilir. Keza, Türkiye’ye gelen yabancı ülke vatandaşlarıyla ilgili de, aşırı “şüphecilik” nedeniyle sorunlu durumlar ve suçlamalar söz konusu olabilir.
- Gürcistan’daki düzenlemede, “yabancı ülkelerin çıkarlarına hizmet eden” sivil toplum örgütlerinin kendilerini “yabancı ajan” olarak kaydettirmesini öngörüyordu. Düzenleme, 1 Ağustos’ta yürürlüğe girdikten sonra, sivil toplum örgütleri protesto için kendilerini böyle kaydettirmeyi reddetti. Gürcistan’da, 26 Ekim’deki seçimler de, tartışmalı biçimde sonuçlandı: iktidardaki “Gürcistan Rüyası”, seçimleri kendilerinin kazandığını iddia ederek, gücü bırakmazken; muhalefet ise, kendilerinin kazanmasına rağmen, “seçimlerin çalındığını” öne sürdü. Bu durum da, “etki ajanlığı” gibi hukuki düzenlemelerin yasalaştığı ülkelerde, adil ve özgür, muhalefetin de iktidara gelebildiği seçimlerin mümkün olup olamayacağı düşündürüyor.
- Rusya, ilk olarak 2012 yılında “yabancı ajanlar yasasını” yürürlüğe soktu. Rusya gibi gittikçe otoriterleşen ülkelerdeki örneklerde, “etki ajanı” gibi yasaların kapsamı da genişledikçe genişliyor: Rusya’da 2017’de STK’lar dışında, medya kuruluşları ve 2019’da da, sosyal medya üzerinden yayın yapan ve görüş belirtenler “yabancı ajan” olarak etkiketlenme riski altına girdi. 2021’de askeri ve güvenlik güçleri ilintili her konuda görüş bildirenler etki ajanı kapsamına girme riskiyle karşı karşıya kaldı. 2022’den beriyse, Ukrayna Savaşı’nın başlamasıyla, çıkarılan sansür yasalarının uygulaması da “yabancı ajan” düzenlemeleriyle birleşti. Savaş karşıtı, savaştaki başarıyı sorgulayan, muhalif veya bir şekilde Kremlin’e ters düşecek görüş bildiren herkes, yargı tehdidiyle karşı karşıya kalıyor.
13.11.2024
EŞİK - Eşitlik İçin Kadın Platformu
www.esik.org.tr
iletisim@esikplatform.net
EŞİK Platform Gönüllüsü Sezin Öney tarafından hazırlanmıştır.