İstanbul Sözleşmesi Yürürlüğe Girdiği 2014’ten Bu Yana Uygulansa, Ne Olurdu?

  • En az 2 bin 336 kadın en yakınları tarafından öldürülmemiş olacaktı (Sadece basına yansıyan haberlerden derlenebilen sayıdır)
  • Sadece son üç yılda 331 şüpheli kadın ölümü gerçekleşmeyecekti (sadece basına yansıyan haberlerden derlenebilen sayıdır)
  • On binlerce kadın can güvenliği nedeniyle polise, savcılıklara, mahkemelere koşmayacaktı, hastanelerde beden ve ruh acılarıyla tedavi olmayacaktı.
  • Sokak ortasında katledilen Emine Bulut’un küçük kızı ‘Ne olur ölme anneciğim’ gibi bir cümle kurmayacak, annesini bu şekilde kaybetmenin travmasını yaşamayacaktı.
  • Öldürülmüş kadınların çantalarından koruma kararları çıkmayacaktı
  • Şiddet uygulayıp bir de görüntülerini yayarak övünen erkekler cezalarını olması gerektiği gibi alacak, yeni şiddet olaylarını teşvik edemeyecekti. 
  • Kadın katilleri, çocuk istismarcıları kravat, boyun bükme, hakime saygılı davranma indirimleriyle kolayca tahliye edilmeyecekti
  • Kadınlar, polise başvurduklarında dinlenecek, oradan oraya gönderilmeyecek, suçlu gibi sorgulanmayacak, koruma kararı alınca, kendilerini güvende hissedecekti.
  • ‘Çocuk istismarı’ ve ‘saygınlık indirimi’ sözcükleri bir mahkeme kararında yan yana gelemeyecekti. 
  • Ülke çapında Alo Şiddet Hattı, kadın danışma merkezleri, yeterli sayıda sığınaklar, cinsel şiddet kriz merkezleri açılacak, şiddete maruz kalanlara gerekli destek verilecekti.
  • Her isteyen kameralar önünde ya da sosyal medyada kadınlarla ilgili cinsiyetçi sözler, cinsiyet ayrımcılığını pekiştiren atasözleri, maniler, türküler söyleyip yürüyemeyecekti.
  • Çocuklar kadın erkek eşitliğini, hiçbir cinsin diğerinden üstün olmadığını, toplumsal cinsiyet rollerinin anlamını, daha ana okulundan başlayarak öğrenecekti. Şimdi toplumsal cinsiyet eşitliği bilincine sahip bir 15 yaş kuşağına emanet edecektik geleceğimizi.
  • Kadın Erkek Fırsat Eşitliği değil, Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu kurulacaktı.
  • İstihdamda, eğitimde, yargıda, siyasette, kısaca her alanda kadın temsili olması gerekene, yüzde 50’ye yakın olacaktı.
  • Kız çocuklarının okuldan koparılması, evde ya da tarlada ücretsiz işgücü yapılması, erkenden zorla evlendirilmesi mümkün olmayacaktı
  • Çalışma hayatında kadın mesleği/erkek mesleği diye bir ayrım kalmayacak ve kadınların yoğun olduğu sektörlerde ücretlerin düşük tutulması ayrımcılığına son verilecekti.
  • İşyerlerinde, okullarda cinsel tacize karşı birimler oluşacak, mobbing uygulamalarına karşı etkin önlemler alınacaktı.
  • İşyerlerinde, mahallelerde kreşler olacaktı.
  • Eşit yurttaşlık bilinci kökleşmeye başlayacaktı. Kimsenin siyasi görüşü, inancı, anadili, mülkiyet durumu, doğum yeri, yaşı, medeni hali, engelliliği, cinsiyeti, cinsel yönelimi, cinsiyet kimliği, sağlık durumu vb. nedenlerle ayrımcılığa uğramayacağı bir topluma doğru ilerlenecekti.

Bütün bunların gerçekleşmesi kadına karşı şiddeti büyük ölçüde önleyecekti.

10 Mayıs 2021

EŞİK – Eşitlik İçin Kadın Platformu 

https://esikplatform.net  – iletisim@esikplatform.net

Site içi arama
copyright